tarafından Administrator Cuma Mayıs 14, 2010 11:24 pm
Ağustos'ta ekranlarda!
Yedi yıl aradan sonra Çocuklar Duymasın, tekrar başlıyor.
Ağustosta atv'de olacak.
Türk televizyonlarında, Guinness Rekorlar Kitabı'na
girecek kadar tekrarı yapıldı, her defasında yüksek reytingler aldı.
Yaratıcısı Birol Güven bile bu başarının formülünü hâlâ tam
çözemediğini söylüyor.
Yedi yıl aradan sonra Çocuklar Duymasın, tekrar başlıyor. Ağustosta
atv'de olacak. Burcu Güven harıl harıl müzikleriyle uğraşıyor. Birol
Güven ise kalemini yeniden konuşturmanın heyecanını yaşıyor.
BİROL GÜVEN
* 1 Mayıs'ta Taksim'de olmayı istiyorum. 1 Mayıs doğum günüm. Şirket
sahibi olsam da, bir de senarist şapkam olduğu için, kendimi emekçi gibi
görüyorum.
* Diğer insanlara sinir bozucu gelebilir. Çünkü çok mutlu bir
evliliğimiz var. Monoton yaşamı seviyorum. Şikâyetçi değilim.
* Çocuklar Duymasın sanki yarım kalmış gibi hissediyorum. Yeniden
çekmek istememin en büyük nedeni de yeniden yazmak istemem. Beş yıldır
yazmıyorum. Çok özledim.
* Çocuklar Duymasın'ı politize edeceğim. Müthiş güncel bir şey
yapacağım. Haberleri bile seyretmenize gerek kalmayacak.
* 1 Mayıs mitinginin o evde konuşulmasını, Haluk'a anlattırmayı çok
isterim. Hiçbir dizide politika konuşulmuyor. Hep entrika odaklı
diziler.
BURCU GÜVEN
* Birol bana çok komik aşk mektupları yazardı. O mektupları alır, okul
kantininde arkadaşlarıma okurdum. Her biri bir sit-com bölümü
olabilirdi.
* Bir gün ajansta çalışan bir arkadaşım 'O mektupları bana versene,'
dedi. O aşk mektupları da biraz sebep olmuştur, Birol'un senarist
olmasına diye düşünüyorum.
* Konforlu bir eştir. Erken yaşta evlendim ama Birol evliliğin
ağırlılığını bana hiç hissettirmedi. Mesela bir kez bile fatura ödemeye
gitmedim.
* Yemek yemesi hızlıdır, problem çözmesi hızlıdır. Konsantre olduğu
anda mümkün değil başka bir şeye kanalize olamaz.
- Siz gelmeden Burcu Güven'le o meşhur aşk mektuplarınızı
konuşuyorduk. 'Beni zekâsıyla tavladı,' dedi sizin için..
- B.G: (Gülüyor) Başka bir numara yok ki.
- Burcu Güven: Bir gün Man Ajans'ta çalışan bir
arkadaşım 'O mektupları bana versene,' dedi. Yani biraz benim sayemde
oldu. O aşk mektupları da biraz sebep olmuştur, Birol'un senarist
olmasına diye düşünüyorum.
- Reklamlardaki size benzeyen adamdan haberdar mısınız?
- B.G: Hayır. Erkekler unutarak, kadınlar
hatırlayarak yaşarmış. Ahmet Altan'ın lafı galiba. Bazı şeyler
anlamsızlaşıyor zaman geçtikçe ama kadınlar onu anlamlandırıyor
unutmayarak... Ne olmuş o reklamdaki adama?
- Burcu G: Flört dönemimizde bir Halley reklamı
vardı. Oradaki adam sana o kadar benziyordu ki, seni özlediğimde onu
beklerdim, çıksın diye...
- B.G: Tom Cruise mu? (gülüyor)
- Çocuklar Duymasın'daki Meltem'i eşinizden etkilenerek mi
yaratmıştınız?
- B.G: Evet. İnsan yazmaya başladığında ister istemez
bilinçaltı, cebindekileri yazıyor. Beş yıldır senaryo yazmıyordum. Şimdi
ilk bölümü yazdım. Tabii performans baskısı var ama yazdıkça
rahatladım. Hem özlemişim hem de yazacak çok şey birikmiş.
- Senaristlik, sizi yapımcılıktan daha çok heyecanlandırıyor gibi.
- B.G: Geçen gün kızım sordu, 'Baba sen ne iş
yapıyorsun?' diye. 'Kızım ben yapımcıyım,' dedim, 'Hayır baba sen hiçbir
şey yapmıyorsun,' dedi. 'Tamam işte, hiçbir şey yapmayan, yapımcı
odur,' dedim. Yani o bir nevi koordinatörlük, üreticilik yok içinde,
ticari bir kimlik. Çok da gurur duymuyorum.
- Çocuklar Duymasın'da yedi yıllık bir zaman aşımı var...
- B.G: Evet. Yazacak çok şey var. O küçük meseleler
şimdiki hiçbir dizide yok. Dizi ağustosta başlıyor. Birinci bölümü
yazdım. Şimdi ikinci bölümü yazıyorum. Konusu, otomatik ödemelerle
ilgili.
- Evliliğinizde fatura vs. ödemelerini siz yapmışsınız...
- B.G: Evet. Burcu'nun o taraklarda bezi yoktur
.- Burcu G: Konforlu bir eştir. Erken yaşta evlendim
ama evliliğin ağırlığını hissettirmedi bana. Bir kez bile fatura
ödemedim. Her şeyin sorumluluğunu üstlenen bir karakter.
- B.G: Benim olduğum yerde her şey üstüme kalır.
- Burcu G: Çünkü bir yandan da her şeye hâkim olmak
istiyor. O yüzden de pek çok şeyi üstlenmek zorunda kalıyor. Yani ne
kadar hâkimseniz, o kadar şeyi yükleniyorsunuz.